Bastion

Günümüz oyunlarında artık en önemli şey grafik oldu. En fazla uğraşılan, değer verilen kısmın bu olmasında ki en büyük faktör tabii ki de görselliğin artık herşeyden fazla en planda olmasından kaynaklandı. Bu yüzdendir ki hikaye çoğu oyunda unutuldu. Güzel senaryoları olan oyunlar ise bunu size anlatmaktan daha çok görmenizi istedi. Şöyle ki, Modern Warfare 3 yada Battlefield 3'te bile o kadar çok kendimizi kaptırmışız ki, oyun sonunu görmekten başka birşey düşünmeden sadece ilerlemişiz. Durup bir etrafımıza bile bakmamışız. Tüm bunların üstüne gelin size yine gözden kaçan oyunlardan Bastion'u anlatayım. Bir masalı dinlemekten çok nasıl içinde buluncağınızı göstersin...


Son zamanlarda masalsı oyunlardan biri de benim için Trine 2'ydi. Ancak onda hikaye yok denecek kadar azdı. Ama bir masalın içinde yaşıyormuş hissini size verebiliyordu. Bunu tabii ki de o görsel şölenle başarıyordu. Bastion ise geçen yaz Steam üzerinden satışa çıkmış bir oyun. Size anime tarzı çizgi-grafikleriyle bir hikayeyi anlatıyor. Evet gerçekten de anlatıyor. Oyunda beyaz saçlı, koca bir çekiçle karşımıza çıkan karakterimizin yaptığı her türlü hamleyi , etrafınızdaki her türlü gelişmeyi o süper sesiyle size biri anlatıyor. Bu başta size garip gelse de sonradan o yıkılmış dünyada hiç konuşmayan karakterinizin bir dış sesi gibi kabul edip alışıyorsunuz.


Yıkılmış dünya derken gerçekten de öyle. Oyuna başladığımızda evren yeni bir afetten çıkmıştır ve tüm kara parçaları birbirinden ayrı fantastik bir diyarda yer almaktadır. Biz ise bu evreni birkaç insanın yardımıyla yeniden eski haline getirmeye çalışıyoruz. Bunun yanında her masal bir kötü karaktere ihtiyaç duyuyor. Bu yüzden Zulf adlı karakterin engelleriyle de karşı karşıya kalacağız. Her türlü geliştirmemizi yapabileceğimiz kendi üssümüzün olduğu yere ise Bastion deniyor. Bastion ilk başta bomboş bir yer ancak sürekli oraya yeni geliştirmelerle binalar, özel totem güçlere sahip eşyalar yada tanrısal simgelerle doldurabiliyoruz. Bunlara ek olarak hayvan dostlarımızı da görmeniz mümkün. Diğer kara parçalarına giderek ordaki görevleri tamamlıyoruz ve bu şekilde aldığımız "core" adı verilen kristallerle Bastion'u geliştiriyoruz. Oyun tam bir RPG değil. Karakteri baştan aşağıya değiştiremiyorsunuz. Sadece yanında taşıyabileceği 3 silahı, her silahın kendi özel yükselticisini ve gerek sizin hayat değerinizi arttıran gerekse de vuruş gücünüzü güçlendiren "power-up" ları seçme şansınız bulunuyor.


Diğer kara parçalarına gittiğinizde farketceğiniz üzere oyunda önünüzdeki yol siz gittikçe inşa oluyor(Bkz: En alltaki trailer) . Bu şekilde hem düşen her parçayı inceleme fırsatınız oluyor hemde etraftaki çizimlere daha dikkat ediyorsunuz. Gerçekten de animalist çizimlerle tek tek herşey üzerinde uğraşılmış. Hiçbir yerde aynı kaplamayı yada aynı boş bölümleri görmüyorsunuz. Oyun boyunca karşılaştığınız sayısız düşmana karşı kullanacağınız silahın taktiği size kalmış. Ama ben çoğunlukla shotgun kullandım. Her açılan silahı kullanmak yerine belirli silahlara yoğunlaşıp arttırmak daha faydalı oldu diyebilirim. Sürekli karşılaştığınız fantastik düşmanlardan başka birde Boss dövüşlerimiz bulunuyor. Ancak ne düşmanlarda ne de Boss'larda zorlancağınızı tahmin etmiyorum. Gerekli "health" ve "mana"nız olduğu sürece gayet basit.



Oyunun hikayesinde özellikle sonunda size 2 farklı seçenek sunuyor. Bunlar sizin oyun sonunuzu etkilediği gibi karakterlerin yol aldığı tercihlere göre de farklılık gösteriyor. Özellikle ispiyondan kaçınmak istiyorum ancak son sahnede etkilendiğim kadar hiç bir filmde etkilenmemiştim. Tabii bunda o an çalan müziğin de buna etkisi vardı. Müzikten konu açılmışken bu konuyu da atlamamak gerek. Bastion'un müziklerini Darren Korb yapmış. Ve mükemmel iş çıkarmış. Gerek aksiyon sahnelerinde hızlanan müzik, gerekse de duygusal sahnelerde o yumuşak ve hüznü yaşatan sesiyle mükemmel tamamlayıcılığı başarmış. Oyunu bitirdikten sonra fanların büyük istekleri doğrultusunda soundtrack albümü de ayrıca çıkarılmış. Bende oyunu bitirdikten sonra günlerce özellikle "Mother, I'm Here" ve "Coming Home" (aşağıda) şarkılarını dinledim.


Genel olarak anime tarzı sanatsal çizimleriyle, size yol boyunca eşlik eden masalsı sesle sizi çok hoş bir arcade-rpg diye tanımlayacağımız bir oyun bekliyor. Eşsiz müzik ve ses efekleri, size sunduğu hikaye alternatifleriyle de ilgili olarak oyunu bitirdikten sonra tekrar oynamak isteyebilirsiniz. Bu yüzdendir ki oyun kısa sürüyor. Ortalama 7-8 saat bir ömrü var. Tabii bunu oyunda yer alan "challenge" lar ile arttırabilirsiniz. Satışların da 500.000'i aylar önce geçtiğini söyleyelim ve sizi trailer'la baş başa bırakalım.


(+) Neler İyi:  Anime tarzı sanatsal grafikler, müzikler ve sesler, hikaye anlatımı.

(-)  Neler Kötü: Yapay zeka, derin olmayan karakter gelişimi, ara sıra can sıkan kontroller.

Puan : 85/100

Mini Ninjas


IQ Interactive çok sevdiğim oyun firmalarından biri. Kendileri Hitman serisini yaratmakla kalmayıp araya Freedom Fighters ve Mini Ninjas adlı oyunları da sıkıştırmışlardır. Keşke her sıkıştırma bunun gibi olsa! IQ'nun bir de Eidos baskısıyla reklam kokan paralı bir işi var ki o da Kane and Lynch. Mini Ninjas ise, 6 farklı karakterler arası geçiş yapabildiğimiz çok hoş grafiklere sahip bir aksiyon-macera oyunu.  Peki hikaye nedir? Ana karakterimiz Hiro'nun nerden geldiği belli olmayan askerler tarafından köyü yağmalanır . Bu durum karşısında hocamızın da yardımlarıyla hem intikam almak hem de bu karmaşaya neden olan kötü lordu durdurmak amacıyla yola çıkarız.
Oyunun dünyasına adımınızı atar atmaz şirin mi şirin o grafikleriyle karşılaşıyorsunuz. Öyle ki bir anda sizi  atmosfer sarmalıyor. Etrafta uçuşan yapraklar, meyve dolu ağaçlar ve çiçekler o kadar güzel görünüyor ki bu grafiklerle huzur veriyor. Sonra "tutorial" tarzı hocamızın bize verdiği öğütleri dinliyoruz. Hiro, "kuji" adı verilen ninja büyüleri yapabiliyor. Mesela hayvanlara bürünme, rüzgar veya yıldırım yaratabilme, ateş topu atma ve hatta hayaletleri alt etmek için karanlığı delen günışığı bunlardan birkaçı...Bu büyülerle oyun çok daha eğlenceli. Ancak büyülerin hepsi zamanla açılıyor. Unutmadan Hiro çok da hızlı kamp ateşi yakabiliyor.


Hiro yola çıkmasıyla Futo ile karşılaşması bir oluyor. Futo içimizdeki en iri yarı karakter. Devasa samuraylara karşı tek kozumuz.  Diğer karakterlerin hepsi samuraylar tarafından yakalanmış ve biz onları kurtardıkça ekibimize katılıyor. Suzume; fülütüyle çaldığı o eşsiz müziğiyle rakiplerini bayıltırken bir taraftan da silah olarak kullanabiliyor. Shun, süper bir okçu. Ayrıca tam bir asker. Shun'u oyun boyunca sürekli durdurup çıkardığı sesleri dinledim. Çok komik bir sesi var. Kendini kaplan sanan Tora ise çok hızlı ve elindeki pençelerle çok güçlü atakları var. Son karakterimiz ise bir mızrak savaşçısı Kunoichi.


Aslına bakarsanız Hiro'nun yanında hepsi sönük kalıyor. Yine de Futo ve Shun'u da oyun sırasında kullanıyoruz ancak özellikle Kunoichi yada Suzume'yi çok az oynadım. Oyunda her karakterin kullanacabileceği ninja yıldızları ve bombaları da mevcut. Onlara da çok az gereksinim duydum. Bomba atana kadar çok etkili büyüleri var Hiro'nun.Her askeri öldürdüğümüzde büyülenmiş hayvanlar serbest kalıyor. Bunun yanında boss savaşları var ve genel olarak zayıf yanını bulup doğru zamanda doğru tuşlara basmak mantığıyla işliyor. Oyunda tüm karakterlerimiz bir ninjanın gerektirdiği gibi duvarlarda yürüyebiliyor, 2 duvar arası tırmanabiliyor. İlerledikçe 4 mevsimi yaşıyoruz. Karlı bölümler çok hoş.


Bol bol aksiyon, farklı karakterler, eşsiz grafikleri ve o eğlenceli atmosferiyle sizi hiç sıkmıyor. Mini Ninjas'ın gerçek çıkış tarihi tabii ki 2 yıl önceydi. Ancak gözden kaçan bir oyun olması sebebiyle bir kez daha hatırlatayım dedim. Keşke oyunda co-op desteği olsaydı. Belkide IQ birgün devamını yapar oyunun ve bu desteği verir.

Oyun Notum : 8.5/10 


          Torrent Dosyası            Resmi Web Sayfası             Facebook Sayfası